Siyaset

DEVA Partili Avşar; “Can Atalay meselesi, artık Yüce Meclis için bir onur ve saygınlık mücadelesidir.”

DEVA Partili Avşar; “Can Atalay meselesi, artık Yüce Meclis için bir onur ve saygınlık mücadelesidir.”

 

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, yaptığı basın açıklamasında Can Atalay meselesinde yargı odağının kaybedilmeye çalışıldığı, Anayasa Mahkemesi yok sayılmasının kabul edilir bir şey olmadığını söyledi.

Avşar, Anayasa Mahkemesinin kararları ortadayken siyasi saiklerle seçilmiş bir milletvekilinin içerde tutulması, siyasi otoritenin kendini anayasa mahkemesinin üstünde görerek müdahil olması tam bir hukuk garabeti olduğunu ifade etti.

 Avşar, “artık mesele Can Atalay meselesi değil, millet iradesinin tecelligahı yüce Meclis’in bir onur ve saygınlık mücadelesidir.”

 

‘Can Atalay meselesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına bir onur ve saygınlık mücadelesine dönmüştür.’

“Türkiye Büyük Millet Meclisi, egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi ‘milletin’ temsil edildiği, en yüksek müzakere merciidir.”, diyen Avşar; “Demokrasilerde, ülkenin en mahrem konularının tartışıldığı, karara bağlandığı en yüce otoritedir. Onun üstünde başka bir güç, başka bir vesayet odağı yoktur, olamaz.

Anayasanın 87’inci maddesinde bu konuya atıfla Yüce Meclis kanun yaparak, kanun koyarak ülke nizamını nasıl belirlediği açıkça ifade edilmektedir.”, dedi.

 

‘Yüce Meclis’in üyeleri saygındır ve her bir vekil 86 milyonun temsilcisidir.’

Bu görevleri yerine getirmek üzere seçilen bu yüce Meclis’in üyelerinin saygın olduğunu ve halk tarafından doğrudan seçilen milletin vekilleri olduğunu belirten Avşar; “Bu saygın üyeler, sadece seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün milleti temsil ederler ve dolayısıyla her bir vekil 86 milyonun temsilcisi konumundalar.”, şeklinde konuştu.

 

‘Milletin sözüne güç katmak için Anayasa’da yasama dokunulmazlığı tanınmıştır. Buna rağmen sözü olmayanlar şiddete başvurabilmektedir.’

Avşar; “Milletin sözüne güç katmak, sözünü değerli kılmak, korkusuz ve pervasızca dillendirmek ve muteber bir noktaya taşımak için Anayasanın 83’üncü maddesinde yasama dokunulmazlığı şöyle tanımlanmıştır; ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.’ 

Bu anayasal güvenceye rağmen sözü olmayanlar, maalesef şiddete baş vurmakta ve 86 milyon insanın temsil edildiği bu yüce çatıyı rencide etmektedir.”, ifadelerine yer verdi. 

 

‘Anayasa hükümleri, her kişi ve kurumu bağlayan temel hukuk kurallarıdır.’

Avşar, bütün bu hükümlerin yukarıda referans verildiği üzere normlar hiyerarşisinin en üst basamağında olan Anayasa ile güvence altına alındığını ve 11 inci maddesinde şöyle ifade edildiğini belirtti. “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.” Ayrıca Anayasanın 153’üncü maddesi “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.”

 

‘Siyasi otoritenin, kendini Anayasa Mahkemesinin üstünde görmesi kabul edilir bir şey değildir.’

Sözü Can Atalay davasına getiren Avşar; “Bu bilgiler ışığında Can Atalay meselesi, siyasi otoritenin kendini Anayasa Mahkemenin üstünde görerek verilen kararı tanımaması kabul edilir bir şey değildir.

Ülkemizde maalesef yargı siyasallaşmış, bağımsızlığı ve tarafsızlığını kaybetmiş ve siyasi iktidarın kontrolüne girmiştir. Anayasa Mahkemesi kararları yok sayılmıştır. Bunun en bariz örneği Can Atalay davasıdır. Anayasa Mahkemesi Can Atalay için 25 Ekim 2023 tarihinde 9’a 5 oyla hak ihlali olduğu kanaatine hükmetti. Anayasa Mahkemesi yine ikinci kez 21 Aralık 2023 tarihinde hak ihlali olduğu kararı vermiş ve Can Atalay'ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesinin Can Atalay’la ilgili ihlal kararının uygulanmaması yönünde karar aldı. Anayasa Mahkemesi kararlarını yok saymakla kalmayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesi üyelerinin yargılanmasını dahi talep etti. En son milletvekilliğinin düşürülmesi istemiyle Meclis’te okunan karar yine Anayasa Mahkemesi tarafından yok hükmünde sayılmıştır. Hal böyleyken iktidar mensupları sürekli Anayasa Mahkemesinin bu kararı aleyhinde açıklamalarda bulunmuş ve yargıyı yönlendirme çabası içine girmişlerdir.”, şeklinde olayı özetledi.

 

‘Meclisimizin onuru milletimizin saygınlığı için bu yanlıştan dönülmeli ve Can Atalay’ın şahsında Yüce Meclis’in itibarı iade edilmelidir.’

“Bu keyfi ve siyasi tutum ve davranışlarla Türkiye'de, hukukun üstünlüğü ve yargıya güven her geçen gün erozyona uğramaktadır.”, diyen Avşar; “Meclisimizin onuru için, milletimizin saygınlığı ve Türkiye’nin selameti için bu yanlıştan dönülmeli ve Can Atalay’ın şahsında Yüce Meclis’in itibarı iade edilmelidir.”, dedi.